İbrahim Hakkı

IBRAHIM HAKKI EFENDI

(1703 - 1780)






  • Ibrahim Hakki 18 Mayis 1703 tarihinde Erzurum´un Hasankale ilcesinde dünyaya geldi.

  • Babasi Dervis Osman, annesi ise Hz. Peygamberin soyundan gelen Mahmud kizi Serife Hanife Hatun´dur.

  • Ibrahim 9 yasindayken Tillo´ya gitti. Seyh Ismail Fakirullah´dan dersler almaya basladi. Babasinin vefatindan sonra (1719) Erzurum´a geldi.


  • Erzurum müftüsü Hazik Muhammed´den Arapca ve Farsca ögrendi. Bir müddet sonra tekrar Tillo´ya döndü.

  • Seyhinin büyük oglunun kiziyla evlendi. 15 yil orada kaldi. 1750 de Hicaz´a, 1766 da Istanbul´a gitti.

  • I.Mahmud´un davetiyle saraya girdi. Ikinci ve ücüncü defa Hacca gitti. Arabistan´i, Misir´i gezdi.

  • Nihayet 1780 de Tillo´da vefat etti ve vasiyeti üzerine mürsidi olan Seyh Ismail Fakirullah´in ayak ucuna gömüldü.

  • Ibrahim Hakki 40 tan fazla eser birakmistir. Eserleri icinde 1754 de tamamladigi Ilahiname adindaki divani en meshurlarindandir. Ondan daha meshuru ise Marifetname´sidir.

  • Marifetname eskiyle yeniyi birlestiren bir ansiklopedi mahiyetindedir. Marifetullah (Allah´i tanima) dan, gökyüzünden, yildizlardan, aydan, günesten, dünyadan, küre biciminde olusundan, ay ve yildizlarin hareketlerinden, ay ve günes tutulmalarindan, dini emir, inanc, gelenek ve göreneklerden, Naksibendilik tarikatinin esaslarindan bahseder.

  • Eser kisa cümlelerden meydana gelmektedir. Akici bir üslupla kaleme alinmistir. Cogunlugu nesirdir. Zaman zaman da siirlere yer verilmektedir. Bu misra oldukca meshurdur:

    Hak serleri hayreyler

    Zannetme ki gayreyler

    Mevla görelim neyler

    Neylerse güzel eyler.




MARIFETNAME`DEN KISA ÖRNEKLER:

 

Evliyanin seckinlerinin sectigi yol olan Naksibendi yolunun Hakk´a varan yollarin en yakini oldugunu anlatir.

BIRINCI NEVI: NAKSIBENDI YOLUNUN RÜKÜN, HAKIKAT, USUL VE INCELIKLERINI BILDIRIR:

Ey Aziz! Evliyanin seckinlerinden büyük pir ve mürsid Hace Muhammed Behaeddin Naksibend ve onun degerli halifeleri (aleyhimürrahmeverridvan) demislerdir ki: Peygamberlerin en üstünü MUHAMMED MUSTAFA´nin (SAV) evliyalarin en üstünü EBU BEKR-I SIDDIK (radiyallahü anh) hazretlerine gizlice ögrettikleri, ilimlerin efdali olan huzur ve marifet ilmi, insanlarin avamindan, hatta insanlardaki Hafaza meleklerinden bile gizlidir. O gizli hazineye kavusma yolunun esasi ve cesitli usulleri vardir. Bu fasilda bunlar genis olarak anlatilir. Bu yolun erkani üctür: Az yemek, az uymak, az konusmak......Naksibendi tarikatinin hakikati da üctür: Hatiralari, düsünceleri gidermeye, kalble olan zikre ve murakabeye devam etmektir. Bunlarda birbirlerine yardimci ve kuvvettir. Murakebe ise, Hak tealanin, kainatin bütün zerrelerine her zaman muttali oldugunu, kalbden bir an cikarmamaktir......


Tasavvuf ehlinin 12 FIRKA oldugunu, bir FIRKASININ kurtulup, digerlerinin dogru yoldan ayrildigini ve bu sapitan FIRKALARIN herbirinin ne belalar buldugunu, dogru yolla Hakk´a giden FIRKANIN menzile erip muradini aldigini bildirir. (YEDINCI NEVI)

  • Evliyaiyye mezhebinde bulunan FIRKA: "Salik velayet derecesine kavusunca, seriatin bütün teklifleri (emir ve yasaklari) ondan kalkar" dediler. "Evliya Peygamberlerden üstün olup, derecesi yüksek olur" dediler. Halbuki böyle inanan kimsenin kalbinde din ve iman kalmaz. Zira can bedenden cikmadikca, seriatin bu teklifi kalkmaz ve hicbir Veli, hicbir Peygamber derecesine kavusamaz.

  • Hubbiyye mezhebinde bulunan FIRKA: Bunlar, "kul Allahü tealanin muhabbeti mertebesine kavusup, diger sevgilerden kesilince, ondan namaz, oruc ve diger emir ve yasaklar kalkar, haramlar, ancak ona helal olur." dediler. Halbuki harama helal diye inanan dinsiz olur. Bu taifeye bunu anlatmak kabil olmadigindan yasak ve haramlari islerler. Iste onlardan uzak duran selamet bulur.

  • Mütecahiliyye mezhebinde olan FIRKA: "Biz riya ve gösteristen korkariz ve kacariz. Onun icin salihler elbisesini birakip, FASIK giysilerini giyip, insanlar arasinda gezeriz." derler. Halbuki bu da, seriata uymamaktadir. Zira hadis-i serifte: "Bir kavme benzemek isteyenler, onlardandir." buyuruldu.

  • Sümrahiyye, Ibahiyye, Haliyye, Hululiyye, Huriyye, Vakifiyye, Mütekasiliyye ve Ilhamiyye FIRKALARI da dogru yoldan ayrilmistir.

  • Dogru yol ile Hakk´a giden FIRKA: Bunlar, "Kur´an-i Kerim ve hadis-i serif dinimize ve dünyamiza kafidir; bunlar ve bunlardan cikan seriat bilgileri bize yeterlidir." derler. Bunlar evliya zümresidir. Hidayet bulmuslardir. Tarikat-i Muhammediyye ile salik olmuslardir. Hakikat ilmine ermislerdir. Huzur ve üns meclisine gelmislerdir. Muhabbet deryasina dalmislardir. Ebedi devlet ile sonsuz saadet bulmuslardir.
 

Fatih SuLtan Mehmet

 

Sayaç

 

UnutuLmayanLar

 

ÇeÇen

 

EsmauL Hüsna

 
Yeni Sayfa 2

Esmaul Hüsna



"O, yaratan, var eden, sekil veren Allah'tir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nun sanini yüceltmektedirler. O, galiptir, hikmet sahibidir.(Hasr-24)"


ALLAH
(Varligi zorunlu olan ve bütün övgülere layik bulunan zatin özel ve en kapsamli adi)


RAHMÂN
(Bagislayan, esirgeyen)


RAHÎM
(Aciyan, esirgeyen)


MELIK
(Görünen ve görünmeyen alemlerin sahibi)


KUDDÛS
(Her eksiklikten münezzeh)


SELÂM
(Esenlik veren)


MÜ'MIN
(Güven veren, vaadine güvenilen)


MÜHEYMIN
(Kainatin bütün islerini gözetip yöneten)


AZÎZ
(Yenilmeyen yegane galip)


CEBBÂR
(Iradesini her durumda yürüten, yaratilmislarin halini iyilestiren)


MÜTEKEBBIR
(Azamet ve yüceligini izhar eden))


HÂLIK
(Takdirine uygun bir sekilde yaratan)


BÂRI'
(Bir model olmaksizin canlilari yaratan)


MUSAVVIR
(Sekil ve özellik veren)


GAFFÂR
(Daima affeden, tekrarlanan günahlari bagislayan)


KAHHÂR
(Yenilmeyen, yegane galip)


VEHHÂB
(Karsilik beklemeden bol bol veren)


REZZÂK
((Bedenlerin ve ruhlarin gidasini yaratip veren)


FETTÂH
(Iyilik kapilarini açan, hakemlik yapan)


ALÎM
(Hakkiyla bilen)


KÂBID
(Rizki tutan, canlilarin ruhunu alan)


BÂSIT
(Rizki genisleten, ruhlari bedenlerine yayan)


HÂFID
(Alçaltan, zillete düsüren)


RÂFI'
(Yücelten, izzet ve seref veren)


MUIZ
(Yücelten, izzet ve seref veren)


MÜZIL
(Alçaltan, zillet veren)


SEMI'
(Isiten)


BASÎR
(Gören)


HAKEM
(Son hükmü veren)


ADL
(Mutlak adalet sahibi, asiriliga meyletmeyen)


LATÎF
(Yaratilmislarin ihtiyacini en ince noktasina kadar bilip sezilmez yollarla karsilayan)


HABÎR
(Her seyin iç yüzünden haberdar olan)


HALÎM
(Acele ile ve kizginlikla muamele etmeyen)


AZÎM
(Zatinin ve sifatlarinin mahiyeti anlasilamayacak kadar ulu)


GAFÛR
(Bütün günahlari bagislayan)


SEKÛR
(Az iyilige çok mükafat veren)


ALÎ
(Izzet, seref ve hükümranlik bakimindan en yüce, askin)


KEBÎR
(Zatinin ve sifatlarinin mahiyeti anlasilamayacak kadar ulu)


HAFÎZ
(Koruyup gözeten ve dengede tutan)


MUKÎT
(Bedenlerin ve ruhlarin gidasini yaratip veren, bilip gücü yeten ve koruyan)


HASÎB
(Kullarina yeten, onlari hesaba çeken)


CELÎL
(Azamet sahibi)


KERÎM
(Fazilet türlerinin hepsine sahip)


RAKÎB
(Gözetleyip kontrol eden)


MÜCÎB
(Dileklere karsilik veren)


VÂSI'
(Ilmi ve merhameti herseyi kusatan)


HAKÎM
(Bütün emirleri ve isleri yerli yerinde olan)


VEDÛD
(Çok seven, çok sevilen)


MECÎD
(Sanli, serefli)


BÂIS
(Ölümden sonra dirilten)


SEHÎD
(Her seyi gözlemis olarak bilen)


HAK
(Fiilen var olan, mevcudiyeti ve uluhiyyeti gerçek olan)


VEKÎL
(Güvenilip dayanilan)


KAVÎ
(Her seye gücü yeten, kudretli)


METÎN
(Her seye gücü yeten, kudretli)


VELÎ
(Yardimci ve dost)


HAMÎD
(Övülmeye layik)


MUHSÎ
(Her seyi tek tek ve bütün ayrintilariyla bilen)


MÜBDI'
(Ilkin yaratan)


MUÎD
(Tekrar yaratan)


MUHYÎ
(Can veren)


MÜMÎT
(Öldüren)


HAY
(Ebedi hayatta diri)


KAYYÛM
(Her seyin varligi kendisine bagli olup kainati idare eden)


VÂCID
(Diledigini diledigi zaman bulan bir müstagni)


MÂCID
(Sanli, serefli)


VÂHID
(Bölünüp parçalara ayrilmamasi ve benzerinin bulunmamasi anlaminda tek)


SAMED
(Arzu ve ihtiyaçlari sebebiyle herkesin yöneldigi ulular ulusu bir müstagni) 


KÂDIR
(Her seye gücü yeten, kudretli)


MUKTEDIR
(Her seye gücü yeten, kudretli)


MUKADDIM
(Öne alan)


MUAHHIR
(Geriye birakan)


EVVEL
(Varliginin baslangici olmayan)


ÂHIR
(Varliginin sonu olmayan)


ZÂHIR
(Varligini ve birligini belgeleyen birçok delilin bulunmasi açisindan asikar)


BÂTIN
(Zatinin görülmesi ve mahiyetinin bilinmesi açisindan gizli)


VÂLÎ
(Kainata hakim olup onu yöneten)


MÜTEÂLÎ
(Izzet, seref ve hükümranlik bakimindan en yüce, askin)


BER
(Iyilik eden, vaadini yerine getiren)


TEVVÂB
(Kullarini tövbeye sevkeden ve tövbelerini kabul eden)


MÜNTAKIM
(Suçlulari cezalandiran)


AFÜV
(Hiçbir sorumluluk kalmayacak sekilde günahlari affeden)


RAÛF
(Sefkatli)


MÂLIKÜ'L-MÜLK
(Mülkün sahibi)


ZÜ'L-CELÂLI ve'l-IKRAM
(Azamet ve kerem sahibi)


MUKSIT
(Adaletle hükmeden)


CÂMI'
(Toplayip düzenleyen, kiyamet günü hesaba çekmek için mahlukati toplayan)


GANÎ
(Her seyden müstagni, kendi disinda her sey O'na muhtaç)


MUGNÎ
(Zenginlik verip tatmin eden)


MÂNI'
(Dilemedigi seyin gerçeklesmesine müsaade etmeyen, kötü seylere engel olan)


DÂR
(Zarar veren)


NÂFI'
(Fayda veren)


NÛR
(Nurlandiran, nur kaynagi)



HÂDÎ
(Yol gösteren, murada erdiren)


BEDÎ'
(Esi ve örnegi olmayan, sanatkarane yaratan)


BÂKÎ
(Varliginin sonu olmayan)


VÂRIS
(Varliginin sonu olmayan)


RESÎD
(Bütün isleri isabetli ve hedefine ulasici, irsad edici)


SABÛR
(Çok sabirli)


©TRNuke.net

ALLAH c.c En Güzel Isimleri

 
Bugün 25 ziyaretçi (43 klik) kişi burdaydı!

 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol